100 TL ve Üzeri Alışverişte Kargo Ücretsiz
KUTUP Hadi ama senin adın sadece kutup, kalp atışların 4 mevsim. Sen her mevsime sahipsin çünkü bir kadın her iklime sahiptir içinde, ruhunda, bedeninde… Sadece mevsimsel geçişlerin amansız süreçlerine bırakamıyorsun kendini, sen kadınsın iklimin şartlarını belirleyensin, o ise senin iklimine tabii doğan, onun doğası şartların mevsimine göre, onun hasadı huzurlu bir sene ya da mutlu, değilse bile umutlu olmalı gelecek hasadın dönemi için. Sen 4 mevsim için 4 ayrı kutup olmalısın. Peki mevsimler arası göç etmeyi öğrenmeye hazır mısın? Birbirinizden gitmeden gideceğiniz yere birlikte gitmeyi deneyin. Birbirinizi daha önce dinleyerek aşamadığınızı düşünüyorsanız, kesin bir bilgi benden size; siz birbirinize kulak misafirliği etmişsiniz dinlememişsiniz. Çünkü eğer dinleseydi taraflar birbirini, değil göç etmek bir adım öteye dahi gitmeye gerek duymazlardı. Onu anladığını fakat onun seni anlamadığını mı zannediyorsun? İşte o zaman sen de mevsimlerine ihanet ediyorsun. İklimleri zan altında bırakıyorsun. Zan! Evet bu kelime çok kısa çünkü insanlık adına kıssadan hisse. Zanlar sonumuz olacak. Daha fazla zan edinmeden zanlarımızdan kurtulmanın vakti geldi. Zansız bir yaşamın kalitesi inan zannettiğinden çok daha çabuk ulaştırır vuslata. Elinizde tuttuğunuz bu iki kitap; Kutup ve Ayısı “dünyada bir ilk” olma özelliğini taşıyor. Çiftler için özel hazırlanmış, beraber okuma zorunluluğu bulunan, birçok sorunu karşılıklı çözmenin yollarını gösteren; içindeki oyunlar, bilmeceler ve testlerle eğlenceli vakit geçirecek, kitapları yanınızdan ayırmak istemeyeceksiniz.AYISI Evet öyledir, dünyanın en soğuk yeridir kutup ama kutbun, ayısına ve yavrularına sımsıcak bir yuvadır. Onlara olması gereken bir iklim şartı hâkim. Bu iklime tabii yaşayan içinde Afrika’nın çölü kurak sıcaklıkları kutup gelecektir. Yani aslında dünyanın her bir köşesi öteki köşesine kutup etkisinde olacak. Buna göre insanın kutbu da bulunduğu noktanın ta kendisidir. Bulunduğun yer bir başkasının kutup algısıdır. Ve kutbun sevdiğin kadınsa sen o iklim için sımsıcak olmalısın zıt kutuplarda ısınamazsın. Kendi ikliminden uzaklarda arama, aradığın her neyse sende mevcut zaten. Unutma sende ya da onda olmayanı başkasında bulamayacaksın. Senin ihtiyacın olan besin kaynağın bile sana özel ikliminin dâhilinde; sevgi, saygı, huzur… İstediklerinin hepsi kendine ait kutbunda mevcut, sadece olmadığını zannediyorsun. Ve işte burası insanlığın sonu olan gerçek anlamda küresel ısınma; ZAN! İnsanlığın sonu zannediyorum “zan”dan olacak. Elinizde tuttuğunuz bu iki kitap; Kutup ve Ayısı “dünyada bir ilk” olma özelliğini taşıyor. Çiftler için özel hazırlanmış, beraber okuma zorunluluğu bulunan, birçok sorunu karşılıklı çözmenin yollarını gösteren; içindeki oyunlar, bilmeceler ve testlerle eğlenceli vakit geçirecek, kitapları yanınızdan ayırmak istemeyeceksiniz.
Geleceği değiştirmek aslında mümkündür; ama gelecek sana iki şekilde gelecektir. Mutlak kader ve değiştirilebilir kader ile gelecektir. Aslında bu senin kader olgunun farklı isimlendirilmesidir. Kaderinizi de değiştirebilmeniz gayet mümkündür; hem de kesin ve gözle görülebilir şekilde. Rahat ol; sadece kader edebiyatı, felsefesi yapmak için yazmadım bu kitabı. Kanada’daki şahıs senin geçmiş zamanında ise sen de onun geleceğindeysen, birbirinize faydalı ipuçları sağlamanızın bir yolu olmalı. Şu ana kadar bunu başaran olmadı. Başarmaya çok yakınım, sadece netlik oluşturmadan yalan bilgi aksettirmek istemiyorum. Kader kavramı çok basit bir düzeneğe sahiptir. 10 yıl sonrası için kaderini tahmin dahi edemezsin gibi gelecektir sana. Kafanı bunun için fazla kurcalama; bakkal hesabı kadar basit ve kolay. Önce daha basit anlayabilmen için bir saatlik periyodlarla başlayacağız. Önündeki bir saatin kaderini değiştirelim.
2030 yılında… Gelecek dünyada… Okulsuz… Öğretmenin olmadığı… Yeni bir eğitim modeli ön görülüyor! Amaç…
“Aslında herkes bir dahidir, ancak siz kalkıp bir balığı ağaca tırmanma yeteneğine göre yargılarsanız, tüm hayatını aptal olduğuna inanarak geçirir!” der… Kendisini kavanozdaki balık gibi hisseden… Sınıfta akıntıya karşı yüzmeye çalışıp… Yeteneklerini hiç keşfedemeyerek… Yetersiz olduklarını düşünen ve faydasız olduklarına inanan… Ne kadar fazla öğrencinin olduğunun farkında mısınız? İşte…
Dünde kalan yarınlar ölmedi mi? Bugünün son günü yarın ölmeyecek mi? Dünün mezarlığına o da gömülmeyecek mi? Dünümüzden yarınlarımıza, bugünün aracılığıyla köprü olmak amacı ile başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Hallac-ı Mansur, Said-i Nursi, Sultan Vahidettin, Gaffar Okkan, Malcom X, Abdülhamit, Ali Şeriati, Ahmet Kaya gibi tarihte iz bırakmış birçok önemli ismin mezarına giderek sizler için dünyada bir ilk olan “Ölülerle Röportaj”a hayat verdim. Hayatta iken sorma fırsatımızın olmadığı yahut sormak için zamanın uygun olmadığı dikenli ve mayınlı soruları sizler için sordum. Akabinde vesikalar ile desteklenmiş resmiyet içeren tarihi cevaplar aldım. Tarihi şahsiyetlerin üslubuna göre şekillendirilen konuşturmalar ironik bir dille okuyucuya aktırılmaya çalışıldı. Söz konusu tarihi kişilikler her ne kadar bugün aramızda olmasalar da, fikirleri ve yaptıklarıyla zihinlerimizde ve dünya görüşlerimizde derin izler bıraktı. Bu izlerin ışığında gerçeği bulmak ve tartışmak biz genç nesillere düşmektedir. Bu itibarla da önemli şahsiyetlerin ölümsüz olduklarını bu kitapta bir kez daha vurgulamak mutluluk vericidir.
İnsanoğlu; bedensel yapısı, ruhsal durumu,sosyal ilişkileri, aile hayatı, bilgi ve bilinç düzeyi gibi birçok bileşen tarafından etkilenen sosyal bir varlıktır.Sosyal hayatın ayrılmaz bir parçası olan cinselliği, hem meşru sınırlar içinde hem de doyasıya hazza ulaştıracak şekilde yaşamak mümkün. Sürdürülebilir ve tatminkâr olan, tarafları adil ve onurlu bir şekilde içine alan, bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlığa pozitif yönde katkı sağlayan cinselliği herkes yaşayabilir. Geleneksel örtülerle üzeri kapatılmış ve temelsiz bir tutuculukla mahkûm edilmiş kimi cinsel eylemlerin hiç de ahlaka aykırı olmadığını, arkadaş sohbetlerinde yahut mahalle muhabbetlerinde doğru bilgi sanılarak inanılan hurafelerin hiç de akıl ve bilimle bağdaşmadığını, “Aşk”ın sarhoş masalarına meze yapılan kimi şarkılarda bahsedilen üç harfli bir muamma olmadığını; Aklıyla eşini seçenlerin, yuvasını mutluluk iklimine çevirecek bir cinselliğe nasıl kavuşabileceğini, Cinselliğin baharı ve yazı olduğunu ama hiçbir zaman bir kışa dönüşmeden insan hayatını nasıl kuşatabileceğini, Çok küçük ipuçlarını yakalayarak eşlerin koca bir ömrü her zaman taptaze olarak birbirlerine nasıl armağan edebileceğini, Başka bir deyişle pozitif cinselliğin nasıl hayata geçeceğini bu kitabın satırları arasında bulacaksınız.
Hayatın ayrılmaz bir parçası olan cinselliği, hem meşru sınırlar içinde hem de doyasıya hazza ulaştıracak şekilde yaşamak mümkün. Sürdürülebilir ve tatminkâr olan, tarafları adil ve onurlu bir şekilde içine alan, bedensel, ruhsal ve toplumsal sağlığa pozitif yönde katkı sağlayan cinselliği herkes yaşayabilir. Geleneksel örtülerle üzeri kapatılmış ve temelsiz bir tutuculukla mahkûm edilmiş kimi cinsel eylemlerin hiç de ahlaka aykırı olmadığını, Arkadaş sohbetlerinde yahut mahalle muhabbetlerinde doğru bilgi sanılarak inanılan hurafelerin hiç de akıl ve bilimle bağdaşmadığını, “Aşk”ın sarhoş masalarına meze yapılan kimi şarkılarda bahsedilen üç harfli bir muamma olmadığını; Aklıyla eşini seçenlerin, yuvasını mutluluk iklimine çevirecek bir cinselliğe nasıl kavuşabileceğini, Cinselliğin baharı ve yazı olduğunu ama hiçbir zaman bir kışa dönüşmeden insan hayatını nasıl kuşatabileceğini, Çok küçük ipuçlarını yakalayarak eşlerin koca bir ömrü her zaman taptaze olarak birbirlerine nasıl armağan edebileceğini, Başka bir deyişle pozitif cinselliğin nasıl hayata geçeceğini bu kitabın satırları arasında bulacaksınız.
Kadim çakra sistemi, kendimizi anlamanın bir yoludur. Çakralar; bedenimizde bulunan, Yaşam Enerjisini tüm vücuda dağıtan enerji merkezleridir. Kadim uygarlıkların hepsi bedendeki bu enerji merkezlerinin nerelerde olduklarını araştırmışlar, yapılarını ve işleyişlerini çözerek hızlı ve etkili şifa tekniklerini üretmişlerdir. Ayrıca içsel aydınlanmada bu merkezlerden yararlanmışlardır. Her bir enerji kanalı dış kaynaklardan gelen duygusal ve düşünsel enerjilerden çok kolay etkilendiği için, düşünce ve duygu kontrolleri, negatif dış güçlere karşı da korunma yolları üretmişlerdir. Kendimizle ve evrenle olan uyumumuz çakraların çalışmasıyla direkt ilgilidir. Bir çakrada sorun oluşunca, tüm vücudu olumsuz etkilemektedir. Hastalıklar sebep değil birer sonuçtur. Bu nedenle enerji terapileri hastalıklara değil, hastalığın sebebi olan enerji dengesizliği sorununa çözüm ararlar. Her çakra varlığımızın çeşitli fonksiyonlarını kontrol eden hormonal sistemdeki bir salgı beziyle yakından bağlantılıdır. Bu salgı bezlerinin fonksiyonlarındaki dengesizleşmeler ya da tıkanmalar, hayata bakışımızı, ruh halimizi ve davranışlarımızın genelini etkiler. Salgı bezleri beyne etki eder, buradan da varlığımızın duygusal, zihinsel ve ruhsal yönlerine bağlanır. Bu durumda çakralar, fizik bedenimizde bulundukları yerlerdeki sistemleri, kendileriyle ilişkili olan duygusal ya da zihinsel halleri etkiler ve değiştirir.
“Ey insanoğlu! bir Kapısı kapatılabiliyor mu? Ölüm öldürülebiliyor mu? Bırak bu kibri ve egoyu!Kimse ebedî yaşamadı bu ‘fânî dünyada, hem yaşadığın Dünya hayatında hem de ebedî yaşayacağın öteki âlemlerde huzurlu ve mutlu olmak istiyorsan; ahlâka, adâlete, evrensel insanî ve medenî değerlere sahip çık, öyle yaşa” Nihat Kaya`nın kaleminden, sâde ve samimi anlatımıyla mutlu bir birey olmanın gereksinimlerine bambaşka bir pencereden bakacak, hedeflerinize ulaşan her adımda tamamlamanız gerekenleri ve yaşam kalitenizi arttırmanın yollarını öğreneceksiniz.
105,00 TL
45,00 TL
55,00 TL
45,00 TL
65,00 TL
95,00 TL
75,00 TL
70,00 TL
45,00 TL